“Memati kariyerimin dönüm noktası oldu”
“Memati kariyerimin dönüm noktası oldu”
Gazetemizin düzenlediği Doruktakiler 2019 değerlendirmelerinde “Yılın Sanatçısı” seçilen Kurtlar Vadisi’nin Memati’si Gürkan Uygun, “Kendi ismimin önüne geçen Kurtlar Vadisi’ndeki Memati rolü kariyerimin dönüm noktası oldu” dedi
Gazetemiz tarafından düzenlenen Doruktakiler 2019 organizasyonunda “Yılın Sanatçısı” ödülüne layık görülen Kurtlar Vadisi’nin Memati’si, Payitaht Abdülhamit’in Dayı’sı Gürkan Uygun oyunculuk hayatını ve kariyerini etkileyen anılarını gazetemizle paylaştı.Başarılı oyuncu Gürkan Uygun, “Çocukken sokaklarda oyuncak silahlarla tabancacılık oynuyorduk, şimdi de ekranlarda oynuyoruz.Bu iş karşılıksız sevgi gibi parayla kazanılamayacak muhteşem bir duyguyu yaşamama vesile oldu. Kendi ismimin önüne geçen Kurtlar Vadisi’ndekiMemati rolü ise kariyerimin dönüm noktası oldu. Dünyaya yine gelsem yine oyuncu olurum” dedi.
Oyunculuk hayatına nasıl başladınız?
Ben liseyi Yarımca Lisesi’nde okudum. 1’incisınıfta sınıf tekrarı yapmıştım. 2’ncisınıfa başlayacağım zaman kültür tiyatrosuna başlamıştım. Bir arkadaşım gidiyordu o dönem tiyatroya, onun vasıtasıyla başladım. Daha sonra oyunculuk hayatım hiç boş geçmedi ve bugün buraya kadar geldim.
Oyunculuğu nasıl değerlendirirsiniz, en çok hangi rolünüzü sevdiniz?
Ben her işin tadı başka diye düşünüyorum. Tiyatroda dahil oynadığım tüm rolleri severek canlandırdım. Film işi, sinema, oyunculuk işi her zaman keyifli bir iş benim için.Değerlendirmek açısından da çocukken sokaklarda oyuncak silahlarla tabancacılık oynuyorduk. Şimdi de diyorlar ki gelin bir oyun oynayacağız, alın silahlar bu, kıyafetler bu. Büyüdük ama halen oyun oynuyoruz. Böyle olunca da oynadığım her rolden tat alıyorum açıkçası.
Şimdiye kadar kaç tane tiyatro çalışmanız oldu?
Hiç saymadım ama Dormen Tiyatrosu’nda tam 7 sezon oynadım. Bu dönemde oynadığım 10 civarı profesyonel tiyatro oyunum var. Meslek hayatım boyunca yaklaşık 20’ye yakın profesyonel tiyatro çalışmam oldu. Tatlı Kaçıklar, Affet Bizi Hocam, Böyle mi Olacaktı, Çiçek Taksi, Şapkadan Babam Çıktı, Deli Yürek, Kurtlar Vadisi, Kaçak, gibi dizlerde oynadım.
Oyunculuk yorucu bir iş olsa gerek?
Tabi ki çok yorucu, kolay iş yok ki. Bizim işimiz özellikle kışın biraz zor oluyor, soğuktan dem vuruyoruz. Bunun dışında setlerde sabahladığımız da oluyor, haftanın 5 günü sabah ezanıyla eve gittiğimiz oluyor. Bu da işimizin zorlukları arasında yer alıyor. Ayrıca bizim işimizde ekibin uyumu ve çalışma şartları da çok önemli. Bunlar sıkıntılar varsa tabi ki oyuncu da çok zorlanabiliyor.
Liseden hatırladığınız öğretmenleriniz var mı?
Hatırladığım hocalarım var çoğu da yaşıyor hatta bazı hocalarımla zaman zaman denk geliyoruz. Hafize Ataman isminde bir coğrafya öğretmenim, Mehmet Ali Işık vardı matematik öğretmenim, Bilgehan Taşdemir edebiyat hocamızdı. Hüseyin Değirmentepe vardı beden eğitimi öğretmenimizdi.Necdet Duman Din Kültürü öğretmenimizdi. Necati Eker ortaokuldayken Türkçe hocamızdı, Mihriye Işık vardı Mehmet Ali Işık hocamızın eşiydi. Fuat Demir geldi sonra din hocamız, Hikmet Erkul vardı hocamız. Selma Üner vardı İngilizce hocam, Turgut Durmaz vardı edebiyat hocamızdı hatta onunla sonra tiyatro yaptık.
“TİYATRO SEVDAMI RAHMETLİ HOCAM BAŞLATTI”
Beni tiyatro kulübüne alan Zeki Kabar Fenöğretmenimizdi, zamanla vefat ettiğini öğrendim. Hatta o dönem tiyatro kulübü için açıkta olan bir role Zeki Hocam birini arıyordu, o beni yazmıştı o role tiyatro sevdam o zaman başlamıştı. Sonra zaten Sabancı Kültür Sitesi’nde devam ettim tiyatroya. Kaybettiğim hocalarımı buradan rahmetle anıyorum,hayatta olan hocalarıma da saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Çocukluğunuzun ve gençliğinizin bir bölümü Kocaeli’de geçmiş, bu dönemlerden hatırladığınız anılarınız var mı?
Çocukluk ve anılar öyle düşünülüp hatırlanınca hemen akla gelmiyor ama Yarımca’ya gittiğimde o sokaklarda direk kendimi görüyorum, duygulanıyorum. Öyle durduk yere akla gelmiyor işte bazı anılar. Oraya gidince hatırlamama gerek kalmıyor çünkü orada zaten kendimi, kendi gözümle görüyorum ve o yüzden de oraya gidiyorum. Sakarya’da köyde de bir evimiz vardı yıkıldı. Yeni yaptığımız evin bahçesini de kendimi görebileceğim kısma çevirdim, kendimi su almaya giderken, koşarken görüyorum.
10 yıl boyunca canlandırdığınız Memati karakteriyle halkın büyük sevgisini kazandınız. Bu sevgiyi neye bağlıyorsunuz?
Ben bunu dizinin tüm kadro, çok iyi ve etkili olmasına bağlıyorum, senaryosu çok iyiydi. O dönem bir de diğer var olan diziler içerisinde kendine has bir diziydi. Dizinin başlangıç noktası da mafya dizisi olarak çıktı, o döneme kadar mafya dizisinin anlatıldığı, bu kadar çok geniş kapsamlı şeması ve karakteri olan bir dizi yoktu. Bu kadar çok karakterin baş rol kadar kıymetli olduğu, öne çıktığı başka bir senaryo yoktu o döneme kadar. Şimdi bile çok zor çıkıyor böyle senaryolar. Kurtlar Vadisi bireysel olarak sadece bana değil, birçok oyuncu arkadaşıma başarı getirdi. Kurtlar Vadisi, içinden çok fazla hikâye çıkan bir projeydi.Çok severek oynadığım Memati, benim kariyerimde çok iyi başlangıç oluşturdu, kariyerimin dönüm noktası diyebilirim. Hala da Memati’nin ekmeğini yediğim çok rollerim oluyor.
“OYUNCULUK İNSANIN İÇİNDEN GELMELİ”
Benim dönemimde çok fazla oyuncu vardı İzmit’ten. Hatta konservatuvardan arkadaşlarım bıktık bu İzmitlilerden der espri yapardı. Kocaeli çok kozmopolit bir şehir, her milletten, her kültürden, her ilden insan var burada. Ümit Erdim, İbrahim Çelikkol, Demet Özdemir, Burak Deniz de İzmitli. Benim dönemimdekonservatuarda da İzmitli olan İzmit’ten gelen çok vardı. Şu anda da sadece televizyonda değil, devlet tiyatrolarında şehir tiyatrolarında İzmit’ten gelen çok oyuncu var.Ben Sakaryalıyım, babam PETKİM’e çalışmaya gelmiş buraya, ben de işçi olan bir ailenin çocuğuyum. Zamanla burada başladı oyunculuğa ilgim tabi insanın içinden gelmesi de çok önemli.
Komediden mafya karakterine geçiş zor olmadı mı?
Ben Dormen Tiyatrosu’ndayken komedi ağırlıklı oynuyordum. Çizgim o yöndeydi sonra Kurtlar Vadisi dizisinde tamamen farklı bir karaktere hayat verdim. Bazen insanın eşkali kendi isteklerinin önüne geçebiliyor. Biz de kendimizce bir şeyler yapabildiysek ne mutlu bize.
“MEMATİ KENDİ İSMİMİN ÖNÜNE GEÇTİ”
Komediden farklı karaktere geçme konusunda, bu yönümle büyük usta Şener Şen’in oyunculuğuna benzer bir tarafım var benim. Tabi ki onlar gibi değilim keşke onlar gibi olsam. Şener Şen, Adile Naşit, İhsan Yüce, Şevket Altuğ gibi çocukken seyredip büyüdüğümüz birçok duayen var biz de çocuklarımıza bu duayenlerimizi tanıttık. Kurtlar Vadisi oyuncularının da öyle bir şansı oldu. Baba seyretti, çocuğuna seyrettirdi, o çocuk büyüdü kendi çocuğuna seyrettirdi. 6 yaşındaki çocuk benim Memati olduğumu biliyor, mümkün değil aslında. Baba izliyor, çocuğuna da izlettiriyor, böyle olunca da bizim jenerasyon aralığımız genişledi.Şener Şen ustamızla benzerliğimiz bu oldu. 6 yaşındaki çocuk da 80 yaşındaki amca da teyze de tanıyor. Geniş bir kuşağa hitap etme imkânımız oldu. İşte böylekuşaktan kuşağa geçen bir film oldu Kurtlar Vadisi.
“YENİDEN DÜNYAYA GELSEM YİNE OYUNCU OLURUM”
Memati karakteri benimle öyle bütünleşti ki dizi bitse de karakter benimle özdeşleşti. Bazen yanıma çocuklar geliyor; “Memati Abi, sen Memati değil misin?” diyor. İnsanlar bana Memati diye sesleniyor. Belki 80 yaşıma geldiğimde de Memati Dede diyecekler. Sonuç olarak, Memati benim gerçek isminin önüne geçti ve bu karakter karşılıksız sevgiyi, parayla kazanılamayacak bir duyguyu yaşamama vesile oldu. Karşılıksız sevgiyi görmek muhteşem bir duygu. Yeniden dünyaya gelsem bu işi yapmak isterdim, sanatla ilgilenirdim. Müzisyen ya da ben gördüklerimi çizen bir insanım sonra o heykele döndü, heykeltıraş da olabilirdim. Yine sanatla ilgilenirdim denemedim ama her gün kalkıp masa başına gidip belli saatlerde bir işi yapmak bana göre değil.
Kurtlar Vadisi dizisinde seslendirdiğiniz şarkılar da çok beğenildi. Müzikle ilgili çalışmalarınız var mı?
Dormen Tiyatrosu’ndayken okulda müzikal de okuduk biz. Haldun Hocamız müzikal ağırlıklı komedi dersleri veriyordu. Öyle olunca birçok şeyi deneme şansımız da oluyordu. Türkü de seviyorum, şarkı söylemeyi de çok seviyorum. Kurtlar Vadisi’ndekendim seslendirdiğim “Bu Şehir Girdap Gülüm” çok sevildi. Bir ara bir iki arkadaşla bir araya gelsek diye müziğe niyetlendim ama bu işler öyle çok kolay işler değil. Hadi yapayım deyince yapılacak işler değil, müzik çalışma ve terbiye ister.
Kocaeli’de tiyatro ve müzikal çalışma yapmayı düşündünüz mü?
Ben işin akademik kısmını tercih etmedim. Çok arkadaşım var bunu yapan, okulda hoca olarak kalan ama ben öğretme vasfının, eğitme vasfının herkeste olabilecek bir vasıf olduğunu düşünmüyorum. Ben ancak bir lisede öğrencilere tiyatroyu sevdirebilirim. Ben öğretemem, eğitmenlik bir maharet ister, o beceri bende yok. Tabi bazen derslere giriyorum ama tecrübelerimi anlatıyorum. Öğretmek, eğitmek maharet işidir, herkeste olmaz.
Gazetemizin düzenlediği Doruktakiler 2019 değerlendirmelerinde “Yılın Sanatçısı” ödülüne layık görüldünüz. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?
Kocaeli Gazetesi bu şehir için çok önemli bir gazete. Öncelikle bu güzel organizasyondaki emekleri için Kocaeli Gazetesi’nin tüm çalışanlarına ve bana bu ödülü layık gören herkese çok teşekkür ediyorum.
Gürkan Uygun kimdir?
1974 yılında Yarımca’da doğdum. Gürcü kökenliyim. Sakaryalıyım. 19 yaşıma kadar Kocaeli’de yaşadım. İlk, orta ve lise eğitimimi Yarımca’da tamamladım. Evliyim, 12 yaşında kızım ve 9 yaşında oğlum var. Oyunculuk hayatım 1990 yılında Sabancı Kültür Sitesi Amatör Tiyatro Topluluğu’na katılmakla başladı, o dönem hocamız ise Esen Özman’dı. Ardından Fuar’da tiyatro çalışmalarım oldu, daha sonra 1993 yılında Kocaeli’den İstanbul Üniversitesi konservatuvarına gittim. Tatlı Kaçıklar, Kaygısızlar, Çiçek Taksi, Deli Yürek, Kurtlar Vadisi, Kaçak, Muhteşem Yüzyıl gibi dizilerde rol aldım. Çanakkale Savaşı’nın 100. Yılı için ‘Çanakkale Yolun Sonu’ sinema filminde de bir tane başrol oynadım. Bunun dışında yan rollerde, yardımcı rollerde oynadım. Şu anda da zaten var olan bir projede Payitaht Abdülhamit dizinde rol alıyorum.
Yasemin KAYA – Bülent EKİNCİ